Çalışmanın mutluluğu ve sıkıntısı
Geçmişte kölelere reva görülen çalışma, günümüzde yaşamımızın en önemli
parçasını oluşturuyor. Zamanımızın büyük bölümünü fabrikalardan limanlara,
elektrik santrallerinden füze rampalarına uzanan farklı çalışma mekanlarında
geçiriyoruz. Alain de Botton yeni kitabında bu mekanları ziyaret ediyor ve
bisküvi üreticilerini, liman işçilerini, elektrik mühendislerini, ressamları,
muhasebecileri, kariyer danışmanlarını çalışırken izliyor. Farklı alanlarda
çalışan bu insanların işlerini nasıl yaptıklarını anlatırken çalışmanın doğası
üzerine çarpıcı düşünceler geliştiriyor.
Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı tuhaf olduğu kadar
güzel de olan işyerlerini Alain de Botton'un rehberliğinde gezen okurları kendi
çalışma yaşamları hakkında düşünmeye kışkırtacak.
Tanıtım Yazısı'ndan
Seçmece bunlar J
Yaz geldi, hoş geldi…
Kimi çalışanlar tatil planı yaparken, kimi tam gaz çalışmaya devam ediyor.
Ben çalışanlardanım ama hafta sonu kaçamaklarıyla tatili renklendirecek gruba dâhil ediyorum kendimi. Hangi grupta olursak olalım mutlaka yaz tatilini keyifli kılacak yol arkadaşlarımız oluyor çantamızın bir kenarında. Bazen kenarda kıyıda köşede duruyor, bazen de elimizden düşmüyor ama mutlaka oluyor. Benim yaz tatilim lisansüstü mülakatlarına hazırlıkla başladığı için öncelikli olarak İnsan Kaynakları Yönetim kitaplarımı okuyorum. Tabi ki yaz böyle geçmeyecek, geçmemeli J O yüzden kendime keyifle okuyacağım ve gündemi takip edeceğim bir kitap listesi oluşturdum. Benim listem belki sizinkilere de ilham verir diye paylaşmak istedim.
Polisiyeden aşka, kişisel gelişimden gazete yazılarına kadar çeşitli bir liste oldu benimki...
Tanrılar okulu okuyup keyif aldığım ve yine yeniden elime alacağım bir kitap olacak bu yaz. Ahmet Ümit, Canan Tan, Grange, Elif Şafak tüm kitaplarını keyifle okuduğum yazarlar. Yeni kitaplarını da kısa sürede okumak lazım. Listem de çok sayıda kitap yok bunun nedeni de okuyamayacak olmam değil okumaya geç başlayıp eylül sonu gibi düzenlenen “Sahaflar festivalini” beklememden kaynaklı. Sahaflar festivalinden aldıklarımı sizlerle paylaşmak isterim tabi zamanı gelince J
1. Sisle Gelen Yolcu
Jean-Christophe Grangé
2.Sultanı Öldürmek
Ahmet Ümit
3. Şemspare
Elif Şafak
4.İsim, Şehir, Bitki
Yılmaz Özdil
5.Issız Erkekler Korosu
Canan Tan
6.Yüzyıllık Yalnızlık
Gabrıel Garcia Marquez
7.Tanrılar Okulu
Stefano Elio D’Anna
8. Bir Soru Bir Aşk
David Nicholis
İyi okumalar… J
Haziran 2012
Zühre Turunç
Çalışanları Elde Tutmak
(Harvard Business School
Pres- Pocket Mentor)
“Çalışanları elde tutmak” kitabında, yaratıcı ve etkin elde tutma
stratejilerini kullanarak yetenek savaşında rekabetçi kalmanın yollarını
görüyoruz.
Zühre Turunç
Haziran 2012
Fuji Dağı’nı Nasıl Taşırsınız?
Fuji Dağı’nı nasıl taşırsınız? William Poundstone
Kitabın tanıtımına internetten ulaşmanız
mümkün.
Hatta kitabın konusu dersek “(…) Microsoft
ve diğer ileri teknoloji şirketleri, zorlukları dillere destan iş
görüşmelerinde yıllardır bulmaca ve bilmeceler soruyorlar. "Bulmacalı
mülakat", günümüzde giderek yaygınlaşan bir moda. Wall Street'ten Silikon
Vadisi'ne, birçok farklı alanda işverenler bugünün aşırı rekabetçi küresel
pazarında ayakta kalabilmek için gerekli olan zeka, yaratıcılık ve problem
çözme becerisi gibi özellikleri ölçmek için adaylara zor ve hileli sorular
soruyorlar. Fuji Dağı'nı Nasıl Taşırsınız?, iş dünyasında yer alan herkes için
vazgeçilmez bir kitap. Birçok aday arasından en yetenekli elemanları bulmak
isteyen yöneticiler bulmacalı mülakat hazırlamanın yollarını öğrenecekler. İş
arayanlar, belki de hayatlarının işine ulaşma yolunda en çetin sorularla bile
nasıl baş edebileceklerini öğrenme fırsatını elde edecekler. Zeka bulmacası
meraklıları ise, bu kitapta pek çok yaratıcı ve orijinal soru ile bunların
yanıtlarını bulacaklar... (pandora.com.tr’den alıntıdır.)
Ben kitabın konusundan çok bana
düşündürdüklerinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle İK profesyonellerine bu
kitabı kesinlikle öneriyorum, özellikle mühendislik veya sayısal alanlarda işe
alım yapan uzmanlarımız için. Farklı bakış açıları sayesinde kendi kurumlarına
işe alım konusunda değişiklikler katacaklarını düşüyorum.
Kitapta yer alan bilmecelerin tamamı
Microsoft’a iş başvurusu yapanlara sorulmuş sorulardan oluşmakta. Bilişim
dünyasının en gözde şirketlerinden biri olan Microsoft’a her gün yüzlerce iş
başvurusu gelmekte. Geliştirdikleri bu işe alım süreci ile doğru elemana
ulaşmayı hedefliyorlar. Uygulanmış ve iyi sonuca ulaşılmış örnek bir şirket
Microsoft bu konuda :)
Yenilikçi şirketlerin nasıl iş görüşmeleri
yapmaları ve bulmaca odaklı bir iş görüşmesine girecek adayların nasıl
hazırlanmaları gerektiği konularında da öneriler bulunmakta kitapta.
Kitabı okuduktan sonra, sadece Microsoft
gibi dünya çapında lider konumda olan bir şirkette değil de genel anlamda bir
çok firmada uygulanabilecek bir işe alım yöntemi olduğunu düşünüyorum.
Klasikleşmiş İK anlayışına bu yöntem ters düşebilir. Bir çok işe alım
uzmanı “bulmaca çözdürüp işe alım mı olurmuş canım, ne günlere kaldık…”
diyebilir… Evet bu günlere kaldık, yenilikçi ve her gün daha çok üretimin
gerçekleştiği bir dönemde yaşıyoruz.
Sadece CV inceleyip kişileri CV’lere göre
inceleyip elemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Belki de aradığımız kişi
elenenlerin arasında yok olup gidiyor. O yüzden de şirketler, özellikle
yaratıcılık isteyen pozisyonlar için bulmaca yöntemi gibi farklı işe alım
yöntemi geliştirilebilir. Kişilerin bulmacaları çözme becerisi ve izlediği
yollarla, durumlar karşısında geliştirdikleri bakış açıları sayesinde
yaratıcılıkları inceleyip değerlendirmelerde bulunabiliriz.
Bu kitabın işe alımlar konusunda değişime
gitmek üzere bir adım olarak değerlendirip okumanızı tavsiye ediyorum. Bizim
uygulamalarımız ile farklı uygulamalar arasında bir bağ kurup karşılaştırma
yapmanız açısından da verimli olacağına inanıyorum. İyi okumalar :)
Mayıs 2012
Zühre Turunç